1. Anasayfa
  2. Haberler

İnternetin sivil kullanıma açılması: 1990’larda ne oldu?


0

İnternetin günlük hayatımızın merkezinde yer alması dünyayı kuşatan dijital ekonominin temelini oluşturması ve milyarlarca insanın günlük rutini haline gelmesi 1990’larda yaşanan devrimsel gelişmelerin doğrudan sonucu. İnternetin askeri ve akademik çevrelerden çıkıp sıradan insanların hayatına girişi teknoloji tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri oldu.

Tim Berners-Lee 1989’da CERN’de çalışırken hipermetin tabanlı bir bilgi paylaşım sistemi önerdi ve 1990’da ilk web tarayıcısını ve editörünü geliştirdi. 1991’de web yazılımını internet üzerinden halka açtı. İlk web sayfası info.cern.ch adresinde yayına başladı. Web, internet üzerinde bilgi paylaşmanın standart bir yolunu oluşturdu.

Internetin sivil kullanima acilmasi 2

Berners-Lee bu teknolojiyi patentlememeyi ve ücretsiz olarak kullanıma sunmayı seçti. Bu karar da internetin hızla büyümesini ve yayılmasını sağlayan en önemli faktörlerden oldu. Web teknolojisinin özgür bırakılması yazılımcıların ve girişimcilerin bu platform üzerinde yenilikçi uygulamalar geliştirmesinin önünü açtı.

Türkiye, 2028 yılında resmen Ay’a gidecek! Türkiye, 2028 yılında resmen Ay'a gitmeye hazırlanıyor. Chang’e 8 misyonu kapsamında, önemli bulguların elde edilmesi hedefleniyor.

1993’te NCSA Mosaic internet tarihinin ilk popüler grafik tabanlı web tarayıcısı olarak tarihe geçti. Marc Andreessen ve Eric Bina tarafından geliştirilen bu tarayıcı metin ve grafikleri bir arada gösterebildi. Kullanımı kolay arayüzü sayesinde teknik bilgisi olmayan kullanıcılar da interneti kolayca kullanabildi.

1994’te Netscape Navigator piyasaya sürüldü ve hızla en popüler web tarayıcısı haline geldi. Microsoft, 1995’te Internet Explorer’ı Windows 95 ile birlikte sundu. Grafik tabanlı tarayıcılar internetin sadece metin tabanlı bir ortamdan multimedya içerikli zengin bir platforma dönüşmesini sağladı. Bu gelişme internetin geniş kitlelere yayılmasında kritik rol oynadı.

1990’ların başında CompuServe, America Online (AOL) ve Prodigy gibi ticari online servisler kendi içeriklerini ve hizmetlerini sunarak dijital dünyaya giriş kapısı oluşturdu. 1992-1995 arasında çevirmeli bağlantı (dial-up) sunan bağımsız İnternet Servis Sağlayıcıları (ISS) hızla yayıldı. Bu şirketler evlere ve işyerlerine uygun fiyatlarla internet bağlantısı sağladı.

1993’te ABD’de yalnızca birkaç yüz ISS varken 1995’te bu sayı binleri buldu. AOL, kullanıcı dostu arayüzü ve “Her yerde AOL CD’leri” pazarlama stratejisiyle milyonlarca kullanıcıyı internete taşıdı. 1997’ye gelindiğinde AOL’un 10 milyondan fazla abonesi vardı. ISS’lerin yaygınlaşması internetin elit bir teknoloji olmaktan çıkıp herkesin erişebileceği bir hizmete dönüşmesini sağladı.

1994’te Pizza Hut internet üzerinden ilk ticari pizza siparişini aldı. Aynı yıl NetMarket üzerinden gerçekleştirilen bir Sting CD’si satışı güvenli SSL şifrelemesi kullanılan ilk online alışveriş olarak kayıtlara geçti. 1995’te Amazon.com ve eBay kuruldu. Bu platformlar e-ticaretin öncüleri oldu ve online alışverişin güvenliğini ve pratikliğini kanıtladı.

1997-2000 arası “dot-com balonu” olarak bilinen dönemde internet şirketlerine yapılan yatırımlar patladı. Binlerce internet girişimi kuruldu ve bazıları hiç kar etmeden milyarlarca dolar değerlemeye ulaştı. Bu dönem her ne kadar 2000’de balonun patlamasıyla son bulsa da e-ticaret ve internet ekonomisinin temellerini attı ve tüketicilerin online alışverişe olan güvenini artırdı.

1994’te Yahoo!, Jerry Yang ve David Filo tarafından bir web dizini olarak kuruldu. İlk başta elle derlenen bir bağlantı listesi olan Yahoo!, internetin ilk popüler “rehberi” oldu. 1996’da Hotmail, ücretsiz web tabanlı e-posta hizmetini başlattı ve internet üzerinde iletişimin demokratikleşmesinde önemli rol oynadı.

1998’de Google kuruldu ve PageRank algoritması, web aramalarını kökten değiştirdi. Daha önce Yahoo! gibi dizinlere dayanan arama motorlarının yerini, web sayfalarının içeriğini ve bağlantılarını analiz eden daha sofistike sistemler aldı.

1990’ların sonunda GeoCities, Tripod ve Angelfire gibi platformlar, kullanıcıların kolayca kendi web sayfalarını oluşturmasını sağladı. Bu platformlar, milyonlarca kişinin internet içeriği üretmesine olanak tanıdı ve internetin sadece tüketilen değil, herkesin katkıda bulunabildiği bir ortama dönüşmesinde önemli rol oynadı.

İnternetin sivil kullanıma açılmasının sosyal ve kültürel etkileri çok büyük oldu. İnternet, öncelikle e-posta yoluyla iletişimi dönüştürdü. 1990’ların ortalarında e-posta adresi sahibi olmak, dijital çağa adım atmanın simgesi haline geldi. America Online’ın ünlü “You’ve Got Mail” bildirimi, popüler kültürün bir parçası oldu ve aynı adlı Hollywood filmine ilham verdi.

İnternet kafeler, 1990’ların ortalarından itibaren dünya çapında yaygınlaştı. Bu mekanlar, henüz evinde internet bağlantısı olmayan milyonlarca insan için dijital dünyaya açılan kapılar oldu. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, internet kafelerin yaygınlaşması, dijital uçurumun kısmen kapanmasına yardımcı oldu.

İnternet kültürü, kendine özgü jargon, mizah ve davranış kodlarıyla gelişti. Emoticon’lar, kısaltmalar (LOL, BRB gibi) ve internet memes’leri bu kültürün parçası olarak ortaya çıktı. IRC (Internet Relay Chat) kanalları ve Usenet haber grupları, ortak ilgi alanlarına sahip insanların bir araya gelmesini sağladı.

1990’ların sonlarında çevrimiçi forumlar, tartışma grupları ve mesaj panoları, insanların fikirlerini özgürce paylaşabilecekleri platformlar olarak popülerleşti. Bu platformlar, internet üzerinde topluluk oluşumunun ve kolektif bilgi üretiminin öncüleri oldu.

1990’larda internet teknolojisindeki teknik gelişmeler de sivil kullanımı hızlandırdı. Çevirmeli bağlantı (dial-up) internet, 1990’ların başında 14,4 kbps hızındayken on yılın sonunda 56 kbps’ye ulaştı. Bu hız artışı web sitelerinin daha zengin içerikle donatılmasına olanak sağladı. Geniş bantlı internet 1990’ların sonlarında kablo modem ve DSL teknolojileri ile yaygınlaşmaya başladı. Bu teknolojiler sürekli açık kalabilen ve çok daha hızlı internet bağlantıları sundu.

HTML (Hypertext Markup Language) ve HTTP (Hypertext Transfer Protocol) standardizasyonu web sitelerinin tüm tarayıcılarda aynı şekilde görüntülenmesini sağladı. 1995’te Java programlama dili tanıtıldı ve web sayfalarına dinamik özellikler kazandırdı. 1996’da CSS (Cascading Style Sheets) standartlaştırıldı, web tasarımcılarına içerik ve görünümü ayrı ayrı kontrol etme imkanı verdi.

İnternet kullanımının yaygınlaşması, hükümetlerin ve düzenleyici kurumların dikkatini çekti. 1996’da ABD’de İletişim Ahlak Yasası (Communications Decency Act) kabul edildi ancak ifade özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle büyük kısmı Yüksek Mahkeme tarafından iptal edildi.

1998’de Dijital Binyıl Telif Hakkı Yasası (DMCA) çıkarıldı ve online telif hakkı koruması için yasal çerçeve oluşturuldu. 1990’ların sonunda “siber hukuk” olarak adlandırılan yeni bir hukuk alanı gelişti ve internet üzerindeki haklar, sorumluluklar ve suçlarla ilgili yasal düzenlemeler yapıldı.

İnternetin küresel yayılımı da 1990’larda gerçekleşti. İnternet önce Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’da yaygınlaştı. 1993’te, dünya nüfusunun sadece %0,3’ü (yaklaşık 14 milyon kişi) internet kullanıcısıydı. 1999’da bu oran %4,1’e (yaklaşık 248 milyon kişi) yükseldi.

1990’ların sonunda Asya, Latin Amerika ve Doğu Avrupa ülkelerinde internet penetrasyonu hızla arttı. Çin, 1994’te tam anlamıyla internete bağlandı ve 1990’ların sonunda 9 milyondan fazla kullanıcıya ulaştı.

İnternetin yönetişimi için uluslararası kurumlar da bu dönemde kuruldu. 1994’te İnternet Mühendisliği Görev Gücü (IETF) ve World Wide Web Konsorsiyumu (W3C) gibi organizasyonlar, internet standartlarının geliştirilmesi için resmi kurumlar haline geldi. 1998’de ICANN (İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu) kuruldu ve alan adı sisteminin yönetimini üstlendi.

1990’lar sona erdiğinde internet artık bir lüks değil, modern hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmişti. 1995’te dünya nüfusunun sadece %1’inden azı internete erişebilirken 2000 yılında bu oran yaklaşık %7’ye yükseldi. Bu hızlı büyüme 21. yüzyılda yaşanacak dijital devriminin habercisiydi.

İnternetin sivil kullanıma açılması bilginin demokratikleşmesini sağladı. İnternet öncesi dönemde bilgiye erişim, büyük ölçüde kütüphanelere, ansiklopedilere ve eğitim kurumlarına bağlıydı. Web ile birlikte bilgi, coğrafi ve sosyo-ekonomik sınırları aşarak çok daha geniş kitlelere ulaştı.

İş dünyası da dijital dönüşüm yaşadı. Şirketler web siteleri aracılığıyla müşterileriyle doğrudan iletişim kurabildi ve e-ticaret, geleneksel perakende modellerini kökten değiştirdi. Yeni iş modelleri ortaya çıktı ve internet girişimciliği kavramı doğdu.

Medya ve eğlence sektörü de internetin etkisiyle dönüşmeye başladı. Online haber siteleri, geleneksel gazetelere alternatif oluşturdu. MP3 formatının yaygınlaşması ve 1999’da Napster’ın kurulması, müzik endüstrisini dijital çağa taşıdı ve telif hakları tartışmalarını başlattı.

İnternetin 1990’larda sivil kullanıma açılması, insanlık tarihindeki en önemli teknolojik devrimlerden biri oldu. Bu on yılda atılan adımlar bugün milyarlarca insanın günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası olan küresel ağın temellerini attı.

Web’in icadından e-ticaretin yükselişine, grafik tabanlı tarayıcılardan arama motorlarına kadar 1990’larda yaşanan gelişmeler dijital çağın başlangıcını işaret etti ve 21. yüzyılın bilgi toplumunun altyapısını oluşturdu.

Dünyadaki tüm teknoloji haberleri Teknomy’da!

https://shiftdelete.net/internet-sivil-kullanima-acilmasi

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir