ShiftDelete.Net ekranlarında, daha önce 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminde bir araya geldiğimiz Jeoloji Mühendisi Dr. Ömer Kamacı ile 23 Nisan 2025 tarihinde İstanbul’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremi ve beklenen büyük İstanbul depremini konuştuk. Bilimsel veriler ve jeolojik gözlemler ışığında yapılan açıklamalar, kamuoyunda yankı uyandırdı.
Bunları kimse anlatmadı! Büyük İstanbul Depremi olacak mı?
23 Nisan sabahı İstanbul’da hissedilen ve Marmara Denizi merkezli olduğu belirlenen deprem, kamuoyunda büyük bir endişeye neden oldu. Konuyla ilgili merak edilenleri ShiftDelete.Net olarak konunun uzmanı Dr. Ömer Kamacı’ya sorduk. Depremin ardından yapılan bu özel söyleşide Kamacı, hem 23 Nisan’da yaşanan sarsıntının anlamını hem de büyük İstanbul depremine dair son bilimsel verileri paylaştı.
Dr. Kamacı, 23 Nisan’da meydana gelen depremin büyük yıkıma yol açmadan geçmiş olmasının bir şans olduğunu ancak bu durumun tehlikenin geçtiği anlamına gelmediğini vurguladı. İstanbul açıklarında uzanan Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Marmara Denizi içindeki segmentlerinde ciddi enerji birikimi olduğunu belirten Kamacı, “Bu deprem, halkta farkındalık yaratmalı. Çünkü daha büyüğü için koşullar her geçen gün daha da olgunlaşıyor” ifadelerini kullandı.
Söyleşide, İstanbul’un farklı semtleri için risk analizleri de ele alındı. Özellikle Avcılar, Zeytinburnu, Bakırköy ve Büyükçekmece gibi Marmara kıyısındaki bölgelerin hem fay hatlarına yakınlıkları hem de zemin yapıları nedeniyle büyük bir depremde daha fazla hasar görme ihtimali olduğu belirtildi.
Kamacı’ya göre Marmara Denizi’ndeki fay segmentleri hâlâ “kitli” durumda, yani kırılma gerçekleşmemiş ve enerji birikimi sürüyor. Bu da, bilim insanlarının uzun süredir dile getirdiği büyük İstanbul depreminin zaman meselesi olduğu tezini güçlendiriyor.
Kamuoyunda sıkça karıştırılan “şiddet” ve “büyüklük” kavramlarına da açıklık getirilen söyleşide, büyüklüğün deprem merkezindeki enerji miktarını, şiddetin ise yeryüzündeki etkisini tanımladığı belirtildi. Kamacı, “Aynı büyüklükteki bir deprem, farklı zemin ve yapı koşullarına göre çok farklı şiddetlerde hissedilebilir” dedi.
Söyleşi boyunca sadece jeolojik boyut değil, toplumsal hazırlıklar da gündeme geldi. Kamacı, afet yönetimi, yapı güçlendirme çalışmaları ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi konusunda ciddi eksiklikler olduğuna dikkat çekti. “İstanbul’da kentsel dönüşüm hız kazansa da bu süreç hâlâ çok yavaş ilerliyor. Deprem, sadece mühendislik değil, toplumsal bir hazırlık meselesidir” şeklinde konuştu.
Kamacı, Türkiye’nin genç ve aktif bir jeolojik yapıya sahip olduğunu belirterek, “Bu topraklarda depremle yaşamak bir tercihten ziyade zorunluluktur. Bu yüzden bilimle, mühendislikle, teknolojiyle ve doğru planlamayla ilerlemeliyiz” diyerek açıklamalarını noktaladı.
