Mercedes-Benz, elektrikli SUV modelleri EQA ve EQB için yangın riski nedeniyle 12 binden fazla aracı kapsayan geniş çaplı bir geri çağırma süreci başlattı. Çin’deki pazar düzenleyici kurumların yaptığı incelemeler sonucunda, bu modellerde kullanılan yüksek voltajlı batarya hücrelerinde üretim kaynaklı güvenlik sorunları tespit edildi.
Mercedes, bu elektrikli SUV modellerini resmen geri çağırıyor
1 Nisan 2021 ile 31 Ekim 2023 tarihleri arasında üretilen toplam 12.308 araçta, batarya hücrelerinin aşırı ısınma riski taşıdığı ve bu durumun yangına yol açabilecek potansiyel bir tehlike oluşturduğu belirlendi.
Sorunun kaynağı, bataryaların üretim sürecindeki tutarsızlıklar olarak gösteriliyor. Belirli hücrelerin kalite kontrol aşamalarında yeterince güvenli olmadığı, mevcut batarya yönetim sisteminin bu hücrelerde aşırı yüklenmeye sebep olabileceği ve bunun da zamanla hücrelerin içten kısa devre yapmasına yol açabileceği tespit edildi.
Elektrikli araçlarda batarya sistemleri, araç içindeki en kritik bileşenlerden biri olarak kabul edilirken, bu tür güvenlik sorunları markalar için ciddi bir itibar riski oluşturuyor. Geri çağırma süreci, Çin’deki düzenleyici kurumların yaptığı denetimler sonrası resmiyet kazandı.
Mercedes’in Çin’deki üretim ortağı Beijing Benz, sorunu gidermek için batarya yönetim sistemine yazılım güncellemesi yapacağını açıkladı. Bu güncelleme yetkili servislerde ücretsiz olarak uygulanacak.
Ancak resmi süreç tamamlanana kadar, araç sahiplerine bataryalarını yüzde 80’in üzerine şarj etmemeleri öneriliyor. Batarya seviyesinin sınırlanması, hücrelerin aşırı yüklenmesini önleyerek yangın riskini azaltmaya yardımcı olacak.
Mercedes-Benz, daha önce de farklı modellerinde güvenlik sorunları nedeniyle geri çağırma süreçleri başlatmıştı. 2024 yılında EQS ve EQE SUV modellerinde sürüş sırasında güç kaybı yaşanabileceği tespit edilmiş ve bu araçlar için de bir geri çağırma kararı alınmıştı.
Elektrikli araç pazarında rekabetin giderek arttığı bir dönemde, Mercedes’in karşı karşıya olduğu bu tür teknik sorunlar, markanın güvenilirlik algısı açısından büyük bir sınav niteliği taşıyor. Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.
